Beschreibung:
<jats:p xml:lang="tr">Bu çalışma, IV/X. asırda Basra ve civarında bir
felsefe topluluğu olarak yaşamış olan İhvân-ı Safâ’nın felsefesinde etik ve estetik arasındaki
bütünlük ilişkisini müzik sanatı üzerinden ortaya koymayı amaçlar. Bu amaç
doğrultusunda makalede öncelikle, müziği diğer sanatlardan farklı kılan
özellikleri, müziğin kaynak ve gaye bakımından hikmetle olan ilişkisi, müziğin,
İhvân’ın hakikate ulaşmanın temel yolu olarak gördüğü matematiğe dayalı zemini
ve tanrısal sanatın doğrudan eseri olan semavi varlıklarla irtibatı ele
alınmıştır. İhvân’ın müziğe yüklediği bu metafizik anlam ve boyutlar, onların
düşüncesinde, söz konusu sanatı metafiziğe açılan bir kapı hâline getirmektedir.
Böylece müzik, bu sanatla meşgul olan kimselere söz konusu metafizik
hakikatlerin gerekli kıldığı belirli ahlaki erdemler kazandırmaktadır. Metafizik
hakikatlerin ahlaki sonuçlar doğurması fikrinin İhvân düşüncesindeki en
belirgin anlamı, sanatın insanı Yüce Sanatkâra benzemeye çalışmaya sevk etmesi
şeklinde ifade edilebilir. İhvân, metafizik bir çerçevede etikle estetik
arasında kurduğu bu ilişkiyi, müziğin insan üzerindeki psiko-fizyolojik
etkilerinin birtakım ahlaki sonuçlar doğurduğunu açıklayarak farklı bir düzlemde
sürdürür. Bu açıklamasında İhvân, Galenci tıp geleneğine dayanan insandaki dört
sıvı karışım (ahlât-ı erba‘a) teorisini müziğe uygular. Buna göre ud
enstrümanındaki tellerin çıkardığı sesler, dört karışımın oranlarına etki ederek
insanda cesaret, cömertlik, iffet ve yumuşak huyluluk gibi birtakım kalıcı
ahlaki erdemler meydana getirmektedir. Bu düşüncesiyle İhvân, müzik üzerinden
geliştirdiği etik ve estetik arasındaki bütünlük ilişkisini, metafizik bir
çerçevenin yanı sıra fizik bir zeminde de kurmuş olur.</jats:p>